Evlerimizde bile ‘karadelikler’ olabilir

Evlerimizde Hissedilmeyen Minik Karadelikler Hakkında Bilimsel Teoriler

Evlerimizde farkında olmadan minik karadeliklerin dolaştığına dair bilimsel teoriler giderek artıyor. Uzmanlar, Big Bang’den arta kalan ilkel karadeliklerin evrenin karanlık maddesinin bir parçası olabileceğini ve hatta gezegenler arası seyahat edebileceğini öne sürüyor. Uzun süredir bilim kurgu filmlerinin konusu olan karadelikler, evrendeki en yıkıcı ve gizemli oluşumlardan biri olarak biliniyor. Son dönemde yapılan araştırmalar, bu devasa kozmik cisimlerin çok daha küçük, “ilkel karadelikler” adı verilen versiyonlarının var olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

Chip’te yer alan bilgilerde Buffalo Üniversitesinden fizikçi Dejan Stojkovic gibi bazı bilim insanları, bu minik karadeliklerin Büyük Patlama’dan hemen sonra oluştuğunu ve günümüzde evrenin yüzde 85’ini oluşturan esrarengiz karanlık maddeyi açıklayabileceğini düşündüğü yazıyor. Hatta bu minik karadeliklerin her yıl Dünya’nın her metrekaresinden binlercesinin geçtiği ve evlerimizde bile gizlenebileceği iddia ediliyor.

Bu iddia ne kadar gerçekçi veya endişe verici? Bilim insanları, bu ilkel karadeliklerin, yıldızların çökmesiyle oluşan geleneksel karadeliklerden farklı çalıştığını belirtiyor. Kütleleri bir dağınkine eşdeğer olsa da atom boyutunda olabilecek kadar küçükler. Bu nedenle, bir insan vücudundan veya katı cisimlerden geçerken hissedilmeyecek kadar az enerji yaydıkları ve önemli bir hasara neden olmadıkları teorize ediliyor. Saniyede 180 mil hıza ulaşabilen bu kozmik mermilerin, insan dokusu gibi düşük gerilimli malzemelerden geçerken herhangi bir yırtılmaya yol açmadığı düşünülüyor.

MİNİK KARADELİKLERİN VARLIĞI NASIL KANITLANACAK?

Bu minik karadeliklerin varlığını kanıtlamak için bilim insanları farklı yöntemler üzerinde çalışıyor. Gök cisimlerinin çekirdeklerini oyan ya da gezegenleri oyuk hale getiren büyük ölçekli etkilerini incelemenin yanı sıra, Dünya üzerindeki eski malzemelerde mikroskobik tüneller arayışına da girildi. Özellikle yüzlerce yıllık binalardaki veya milyarlarca yıllık kayalardaki bu küçük geçitler, ilkel karadeliklerin varlığına dair ipuçları sunabilir. Bu araştırmalar, karanlık maddenin doğasını anlamak ve evrenin başlangıcına dair daha fazla bilgi edinmek için büyük önem taşıyor.

Related Posts

Farklı insan türünün 2.8 milyon yıllık dişleri bulundu

Etiyopya’nın Afar bölgesinde keşfedilen 13 diş fosili, insan evrimi hakkındaki yerleşik bilgileri sarsacak nitelikte… Yapılan incelemeler, bu fosillerin 2,6 ila 2,8 milyon yıl önce aynı bölgede yaşamış iki farklı insan türüne ait olduğunu ortaya koydu. Fosiller, insan soyunun bilinen en eski temsilcileri arasında yer alan Australopithecus ile bir Homo türüne işaret ediyor.

Yapay zeka sistemleri kavgaya tutuştu! Şaşırtan deney

Deney kapsamında OpenAI’nin GPT-4o mini modelini kullanan 500 YZ sohbet botu, belirli kişilik özellikleriyle bir araya getirildi. Ardından reklam veya algoritma desteği olmayan basit bir platformda etkileşime girmelerine olanak tanındı. Elde edilen …

Yapay zeka devinden, Chrome’u satın almak için kafa karıştıran teklif

ABD’deki antitröst davası sonrası Google’ın Chrome’u satma zorunluluğu bir kez daha gündemde. Yapay zeka devlerinden Perplexity de, 34,5 milyar dolarlık bir teklif sunarak bu fırsattan faydalanmak istiyor. Fakat süreç pek de kolay görünmüyor.

Grok yine zirvede: Yapay zekaların halüsinasyon oranlarında şaşırtıcı sonuçlar

ChatGPT-5’in halüsinasyon oranı, GPT-4o’dan sadece %0,09 daha düşük çıktı. Vectara testleri, Grok’un listenin zirvesinde olduğunu gösterdi.

NASA’dan yeni güncelleme: Güneş Sistemi’ne giren gizemli cisim hızla yaklaşıyor

NASA, güneş sistemimize hızla giren ve merakla takip edilen yıldızlararası cisim 3I/ATLAS hakkında çarpıcı bir güncelleme paylaştı. İlk kez 1 Temmuz’da, Güneş’ten 420 milyon mil (675 milyon kilometre) uzaklıkta gözlemlenen bu cisim, şu an güneş sistemimizin iç bölgelerine doğru ilerliyor.

6 bin yaşındaki ikiz kardeşlerin acı dolu hikayesi

Çekya’da 6 bin yıl önce yaşamış iki kız kardeşin iskeletlerinden yola çıkılarak hazırlanan “hipergerçekçi” yüz ve vücut rekonstrüksiyonları, Taş Devri insanlarının yaşamına dair çarpıcı detayları gün yüzüne çıkardı. Rekonstrüksiyonlar, Güney Moravya bölgesindeki tarihöncesi çakmaktaşı madeninde bulunan ve yıllar süren analizlerin ardından hazırlanan bulgulara dayanıyor.