Yeni yayımlanan iki DNA çalışması, Kent’teki Updown Mezarlığı’nda gömülü bir genç kız ile Dorset’teki Worth Matravers Mezarlığı’nda bulunan genç bir erkeğin kalıntılarını inceledi. Arkeologlar bu bireylerin erken Orta Çağ döneminde, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Britanya’yı iskan eden Anglo-Sakson toplulukları içinde yaşadığını belirtiyor.
Çalışmalarda genç kızın mitokondriyal DNA’sı Avrupa kökenli annelere işaret ederken, otozomal DNA’sı (cinsiyetle ilgili olmayan kromozomlardan gelen genetik bilgi), iki bireyin de yüzde 20 ila yüzde 40 oranında Afrika altı genetik mirasa sahip olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, genetik izlerin özellikle Yoruba, Mende, Mandenka ve Esan gibi bugünkü Batı Afrika topluluklarıyla benzerlik taşıdığını belirtiyor. İstatistiksel modellere göre bu genç bireylerin, bir kuşak önce yani büyükanne ya da büyükbabalarından birinin Afrika kökenli olması muhtemel.
Genç kız, mezarında oldukça dikkat çekici objelerle birlikte bulundu. Bu objeler arasında; bir bıçak, bir kaşık, kalça hizasında bir kemik tarak ve ayak ucuna yerleştirilmiş Frank-Galya bölgesinden ithal edilmiş süslemeli bir çömlek vardı. DNA analizi ayrıca, aynı mezarlıkta biyolojik akrabalarının da olduğunu ortaya koydu. Genç erkek ise biyolojik bağı olmayan yaşlı bir adamla birlikte çiftli bir mezara gömülmüştü.
Araştırmanın ortak yazarı arkeolog Duncan Sayer, bu DNA bulgularının yalnızca bireysel hikâyelere değil, erken Orta Çağ’daki insan hareketliliğine ve kültürel temaslara dair yeni ipuçları sunduğunu belirtti. “DNA, yalnızca bireylerin değil, onların bağlantılarının da kıtaları aştığını gösteriyor,” diyen Sayer, göç yolları ve ticaret ağlarının kapsamına dikkat çekti.
Bu durum, geçmişte Britanya’da benzer kökenleri olan bireylerin varlığını destekliyor. Örneğin Roma dönemine ait Ivory Bangle Lady gibi Kuzey Afrika kökenli olabileceği düşünülen kalıntılar daha önce de keşfedilmişti.
Ancak Sayer’a göre bu yeni bulgular, Roma sonrası dönemde Afrika ile olan ilişkilerin farklı bir karakterde geliştiğini gösteriyor. Vandalların Roma’yı işgal edip Kuzey Afrika’da bir krallık kurması ve ardından 533-535 yıllarında Bizanslılar tarafından bölgenin geri alınması, bu insan hareketlerinin başlangıç noktası olabilir.
